Bu gelişme günler önce tahmin ediliyordu. Almanya konsolosluklarını ve okullarını terör nedeniyle tatil ettiğinde, İstanbul Valiliği alelacele bir açıklama yaparak, "bu tür haberlerin, terör örgütlerine müzahir kişilerce ülkemizin huzur ve güvenliğini bozmak amacıyla ve kasıtlı olarak yayılmaya çalışıldığını" ileri sürüyordu.
İstanbul valiliğinden 7 Mart günü yapılan açıklama sosyal medyada ve basında çıkan haberlerin doğru olmadığı da iddia edilerek, özetle şöyle deniyordu:
"Bu çerçevede ülkemizde bulunan bazı yabancı ülke temsilciliklerinin de 'teyide muhtaç duyumlarına' dayalı olarak ve yetkili kurumlarla irtibata geçmeden tedbirler geliştirmeye çalıştığı ve kamuoyumuzu olumsuz etkileyebilecek tasarruflarda bulunduğu görülmektedir. Devletimiz, binlerce yıllık devlet tecrübesine dayalı olarak bütün kurumlarıyla her türlü olumsuzluğun üstesinden gelecek güç ve kararlılığa sahiptir. Halkımızın sadece yetkili mercilerin yapacağı resmi açıklamalara itibar etmesini, kaynağı ve amacı kuşkulu sansasyonel ve gayri ciddi haber ve söylentileri dikkate almamalarını kamuoyuna saygı ile duyururuz."
Bu açıklamadan iki gün sonra İstanbul İstiklal Caddesinde canlı bomba olayı yaşanıyor. Yine ölüm, yine yaralanma... Otuzaltı yaralının arasında 12 de yabancı uyruklu bulunduğu da açıklanıyor. Sultanahmet patlamasının ardından yabancıların bulunduğu bir bölgede canlı bomba olayı manidar gelmiyor mu?
Ve en önemlisi, İstanbul Valisi Vasip Şahin iki gün önce yaptığı "sansasyonel, gayrı ciddi haber ve söylentileri ciddiye almayın" açıklamasını unutup, olay yerinde de açıklama yapıyor.
İstanbul Valisi Vasip Şahin, ilk açıklamasında Beyoğlu kaymakamlık binası önünde canlı bomba saldırısı meydana geldiğini belirtiyor. Vali, ikinci bomba iddialarının sansasyonel olduğunu iddia ediyor. Ne var ki, Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, ikinci bombadan söz ediyor valiyi yalanlarcasına ve gerekli önlemlerin alındığını söylüyor.
Şahin, iki gün önce yaptığı açıklamaya güvenerek, huzurla sokağa çıkan insanların yaşamlarını yitirmelerinden, yaralanmalarından sorumlu mudur, değil midir?
Bana göre bu olayda önemli sorumlulardan biri Vasip Şahin'dir.
Tabii, iktidar, İçişler bakanı sorumsuzdur demiyorum. Kaldı ki, onlar ülkedeki tüm terör olaylarından ve yaşamını yitiren insanlardan, şehit düşen güvenlik güçlerinden sorumludur.
Bunlar, yaşamını yitiren, yaralanan yurttaşlarımızın sorumluluğunu yaşadıkları sürece taşıyacaklardır, vicdanları varsa, bu azabı hep yaşayacaklardır.
Bundan kurtulmanın yolu, sorumluluğu kabullenip, görevlerinden aflarını istemektir. Onlar istifa etmiyorsa, daha yetkili olanlar, sorumluları görevlerinden azletmelidir.
Ve Alman istihbarat örgütleri, Türkiye'nin istihbarat örgütlerinin bir kaç adım önünde... Onlar uyarıyor, önlem alıyor, İstanbul'un Valisi Şahin, bunu yalanlıyor, "sansasyonel ve gayrı ciddi haberler" diye nitelendiriyor.
Şimdi şunu sormak gerekiyor, "gayrı ciddi" olan Almanların uyarısı mı, yoksa, iktidar ve İstanbul valisi mi?
Öte yandan, kimi yetkili ve yetkisiz ağızlar, "terörle yaşamaya alışmamız" gerektiğini söylüyorlar.
Biz terörle yaşamaya alışmayacağız. Bizi terörle yaşamaya mahkum eden iktidara alışamadığımız gibi...
Nahit Duru abcgazetesi
Almanlara mı? Valiye mi? - Nahit Duru
Reviewed by Unknown
on
22:00:00
Rating:
Hiç yorum yok: